9 Aralık 2011 Cuma

Bayramiç-Eko Mimari Kursu




EKOLOJİK MİMARİ ve DOĞAL YAPI ATÖLYESİ 
4-11 HAZİRAN 2011, BAYRAMİÇ, KAZDAĞLARI
Eğitmenler: Janell Kapoor-Penny Livingston 

Kolaj: Filiz Telek

    2 Haziran günü, ekolojik mimari ve yapı atölyesinde çalışmak ve öğrenmek üzere Bayramiç'e geçtik. Balıkçı Mustafa karşıladı bizi. Biz halihazırda olan çadır alanlarına mırın kırın edince, Mustafa sağ olsun bize esas yemek, tuvalet, eğitim alanından uzak ama inanılmaz keyifli, orman içinde bir çadır alanı gösterdi..

Maalesef, fotoğraf çekme tembelliğimiz yüzünden, size ne kadar şahane bir yerde uyuyup uyandığımızı gösteremeyeceğim. Sabah inanılmaz kuş sesleri ile uyanıp, arkasından Ramazan amcanın ineklerinin çan sesleri ve sonunda meraklı ineklerin sık sık kafasını çadıra sokma çabaları ile güne başlıyorduk.:) Ama inek yoluna çadır kuran da biziz tabii.. Bu sene bahar her yerde uzun sürdü. O yüzden haziranda da her yer yemyeşil ve çiçek doluydu.. Bu çadır alanında sadece 3 çadırdık. Yatmadan yatmaya gidebilmiş olsak da, bu alanda uyumak ve uyanmak gerçekten çok özeldi..
İlk gece Mustafa ve dünya tatlısı bir insan olan Güray sayesinde, kendimizi çok iyi hissettik. Ertesi gün, Penny, Janell ve Filiz geldiler. Bu kursun içeriği dışında, sonunda Filiz Telek, Mustafa Bakır, Mustafa Alper Ülgen ve Penny ile tanışmayı çok istiyordum. Kurs sonunda fazla güzel ve bizim için önemli insanlarla bağlantı kurmuş  olduk . :)
Penny, Janell ve Filiz geldiğinde 60 kişi için hazırlıklar bitmemişti, Filiz, Özlem, Mustafa, Güray, Dilan, ben ve Emre mekanı hazırlamaya çalıştık. O gece, Güray ve Mustafa oğlak pişirdi.  Ben daha çok şahane salata ve pilav ile ilgilendim. Nedense vejetaryanlardır diye düşündüğüm Penny ve Janell'in nasıl keyifle, iştahla ve elleriyle yemek yediklerine şaşırdım epey. Hatta Raşit abi, çatal ve bıçakla yemek yiyen bizlere,  'şu ecnebilerden öğrenin yemek yemeyi, bu eti elinle yiyeceksin', dedi. :) Permakültür camiası sandığım gibi otobur değil yani. Bu arada Bayramiç'in mutfak tasarımı bugüne kadar kaldığımız mekanlar içerisinde en iyisi.


Güray mutfakta
Foto: Dilan Yalçın

Bayramiç de ilk kez bu kadar kalabalık bir gruba hazırlanıyordu. Biz de heyecanlıydık haliyle, hem kurs, hem gönüllü çalışma işi nasıl olacaktı ki? Acaba tüm derslere katılabilecek miyiz diye düşünüyorduk. Ateş başına geçip Penny ve Janell'in söylediği şarkılar ve sohbetle bayağı rahatladık. Filiz, Mustafa, Güray, Sevil sağ olsun hem çalıştık, hem de hiç bir öğrenimden geri kalmadık. O gece Penny bize ilk kez A yey Moçi Namba' yı öğretti :) Sonra ekip marşımız oldu bu şarkı:) (Bilmeyenlere saçma gelse de kelimeler. :) Penny ve Janell'in enerjileri o kadar yüksekti ki, hepimizi birbirimize bağladılar resmen.



      Ertesi gün ekip alana gelmeye başladı. Birbirinden renkli, farklı, her yaş, her meslek ve her kesimden güzel insanlar geldi. O gece açılış çemberinde, ilk kez bu kadar iyi niyetli ve parlayan insanlarla olduğum için şükrettim. Ve bu şükranlık hali, bir hafta boyunca her an artmaya devam etti..
                                                                 
Foto: Dilan Yalçın

          Ve o andan sonra, günler geceler birbirine girdi.. Genel akış, açılış çemberi, sınıfta ders, arazide uygulama, öğlen yemeği hazırlıkları, yemek ve bulaşık, ortalığa çeki düzen vermek, öğleden sonra uygulamaları, akşam yemeği, bulaşık, akşam sunumları ve ateş başı müzik, sohbet, ve keyif ile geçti. Orada olmayanlara tarif etmesi zor bir kolektif aşk yaşadık bence. Herkes yüksek sesle ve içinden çamur ve toprak içinde kendi zihinlerine ve çevreye güzel tohumlar ekmek için birbirinden cesaret aldı. Filiz'in ekomimarideki organizasyonu çok iyiydi. Sevil de organizasyon ekibinin en renkli ve önemli karakteriydi herhalde. Her anlamda çok rahatlattı bizi, çok güzel anlar paylaştık beraber. Penny'nin ve Janel'in 60 kişinin 60'ına da öğretilen her şeye dokunarak, uygulayarak öğrenme fırsatı vermesi çok önemliydi. Mustafa Bakır, Andrew ve bir çok çevirmenin sayesinde, İngilizce olarak duyduğumuz her kelimeyi, Türkçe ikinci defa olmak üzere özümseme fırsatımız oldu. Julien de sürpriz olarak geldi ve bize saman balyası tekniklerini gösterdi. 


Foto Filiz Telek

Her yerde gülümseyen insanlar sayesinde zaman zaman bahar alerjisinin delirmesinden, ve beslenme biçimimizden kaynaklanan enerji eksikliğimi yükseltmek kolay oldu. Kısacası çok güzel tastamam bir kabile olduk. Diğer eko köyler ve derneklerin hikayelerini ve oluşum süreçlerini dinlemek de çok ilham vericiydi.  Buğday' Derneği'nden Güneşin Aydemir, Torak Ana'dan Cem Birder, ve Viranşehir'den Metin Yeğin, hikayelerini, amaçlarını bizlime paylaştı. Permakültür Enstitüsü'nden Mustafa Bakır dışında Mete Hacaloğlu da enstitü öncesi komün denemelerini ve gelişim süreçlerini anlattı.


Mustafa Bakır, Cem Birder, Balıkçı
Foto:Filiz Telek

Foto:Didem Çivici

Gönüllü çalışmak adına en çok her yerdeki gibi bulaşık yıkadık. 60 kişinin bardağı, çorba, 
yemek, tatlı tabağı derken bulaşık bitmiyordu hiç bir zaman. Ama 12 gönüllü olduğundan güzel bir akış vardı. Herkes günde bir kez bulaşık yıkayacak ve temizlik, düzen, vs. işlerden birini değiştirmeli seçecekti. Bu sayede kursun tamamına katılmış olduk ve hepimiz dönüşümlü olarak epeyce bulaşık yıkadık. Daha sonra  bahsedeceğim gibi, bulaşık düzeni permakültür buluşmasında öyle güzel oturtuldu ki, herkes bulaşık yıkamak ister oldu.. Tatlı krizlerimize yetişen Yasemen'e ve Mehmet beye, Sürekli gülme krizleri ile hepimizi keyiflendiren Zeynep ve Gülfem hanıma ayrıca teşekkürler. Toplulukta Açık Radyo'dan Melda Keskin ve Orient Expressions'dan Richard da vardı. Richard sayesinde acayip keyifli ateş başı dinletileri oldu.
Kısacası kimse için sıcak havanın, yağmurun, çamur içinde olmanın, tuvalet ve duş sırasının bir önemi olmadı, aksine daha da birleştirdi hepimizi. Çamurlu insanlar olarak, mutfağı batırdık sık sık. Güray her zaman başındaki kalabalığa, yemeğine karışanlara, mutfak düzenini bozanlara gülümseyerek karşılık verdi.. Filiz Telek'in kurs hakkında yazdığı yazı güzel bence bayağı. Bakmak isterseniz: http://surdurulebiliryasam.wordpress.com//?s=kus+yuvay%C4%B1+&search=Git

Kerpiç ve kerpiç tuğla yapımı, cob, slip straw, pajhereke, chorizo, şıkşıkı, saman balyası, doğal boya ve sıva teknikleri öğrendik. Hepimizin şehirlerdeki yaşam alanlarımızda kullandığımız pvc doğramalar, lamine parkeler gibi evimizin içinin bile kansorejen maddelerden oluştuğunu öğrendik.

Kurs notları çıkmak üzere.. Çıkınca ekleyeceğim buraya. Notlarda teknik bilgiler detaylı olduğundan sadece aşk halini yazmak istedim. Bu kursta hem çok yorulduk, hem çok şey öğrendik, hem acayip eğlendik, hem de bazı eski dostlarla karşılaşıp, bir sürü yeni dost edindik.. Tüm kurs ekibini sık sık sevgi ile anıyoruz..

Foto: Didem Çivici

Foto:Esra Tozun





Fotolar: Filiz Telek sanıyorum, bilgisayarımda isimsiz duruyorlar.


Kurs görüntüleri:

2011'de düzenlenen kurs videosu için:

2012'de ikincisi düzenlenen Eko mimari kursu videosu ve bilgileri için:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder