6 Haziran 2012 Çarşamba

Melaka: Tüccarlar Şehri




Kuala Lumpur'un yaklaşık 150 kilometre güneydoğusunda, nispeten ufak, eski bir şehir Melaka. Tarihi ve dolayısıyla turizmi ile ismini gezginlere duyuran sevimli, hoş bir yer. 16. yüzyılın başlarına kadar Sultanların hükümdarlığı altında ticaret merkezi olarak zenginleşmiş, yıllarca süren zorlu mücadeleler sonunda Portekizliler'e yenik düşerek, stratejik konumunun verdiği gücü Avrupalılar'a kaptırmış. Malezya'nın birçok yerinde olduğu gibi burada da Çinliler, Hintliler, Müslümanlar ve Hristiyanlar iç içe yaşıyorlar.




Melaka merkez otogara (Melaka Sentral) vardğımızda, bizim gibi nerede kalacağını bilmeyen sırt çantalı ucuzcu turistleri yakalamak için orada bulunan bir hostel sahibiyle konuşmaya başladık. Bu birkaç dakika, bize tavsiye ettiği bölgede bir hostele yerleşmemizle sonuçlandı. Şimdiye kadar gördüğümüz tüm Malezya şehirlerindeki Çin mahalleleri ucuz yemek ve ucuz konaklama imkanı sunarken, buradaki Çin mahallesi epey turistik ve nispeten pahalı. O yüzden bu mahallenin biraz dışında, hem son model alışveriş merkezlerine, hem de Çin mahallesi gibi tarihi ve turistik yerlere yakın olan Taming Sari bölgesinde bir hostele yerleştik. Ödediğimiz günlük konaklama ücreti 40 RM (iki kişilik oda fiyatı, kahvaltı dahil) Bu arada birçok mekanda kahvaltı fiyata dahil diyoruz ama, verdikleri kahvaltı kuru ekmek, margarin ve kötü bir reçelden ibaret.

Melaka'nın, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dahil olan eski şehir merkezi çok sevimli bir Çin mahallesi. Denizden içeri giren dar bir nehrin iki yanında boylu boyunca uzanan iki katlı şeker gibi evler, kafeler, dükkanlar ve oteller var. Yaklaşık yarım saat süren bir tekne turuyla bu nehri şöyle bir turlamanız mümkün. Jonker bölgesi olarak da bilinen eski Çin mahallesinde bol bol antikacı, giyim kuşam, ve ıvır zıvır dükkanı bulabilirsiniz. Haftasonları ise akşamüstü kurulan pazar sayesinde tıklım tıklım doluyor bu sokaklar. Gezintimiz sırasında benim mikrofonları uzaktan görüp yanına çağıran, rekorlar kitabına 'parmağıyla dört tane hindistan cevizini arka arkaya en hızlı delen adam' sıfatıyla girmiş ilginç bir amcayla tanıştık, sohbet ettik. Daha çok kendi kendini övmesini dinledik sanırım. :) 


Haftaonu pazarı, ve parmakla hindistan cevizi delme gösterisinden manzara.


Buraya gelene kadar sürekli o müze senin bu müze benim şeklinde gezdiğimiz için, Melaka'daki müzelere fazla rağbet etmedik. Ama aslında buranın en önemli turist faaliyeti de müzeler. Portekiz Meydanı, Etnoğrafya Müzesi, İslam Sanatı Müzesi, onlarca eski kilise ve cami de ziyaret edilebilecek yerler arasında.


-Kanalın yanındaki kafelerde oturup buzlu çay içebilirsiniz, ucuz ve güzel. 





-Çin mahallesinin derinlerinde yine ucuza sokak yemekleri tadabilirsiniz, biz vatos etinin tadına bakma fırsatı bulduk.


-Melaka'ya gidecekseniz mutlaka haftasonuna denk getirin ki pazar vakti eğlenceyi görün. 

-'Duck Tours' diye bilinen, tekne şeklindeki otobüslerle güzel bir şehir turu atabilirsiniz, biz yapmamış olsak da.

-Rickshaw denilen koltuklu bisikletlere atlayıp, sıkı bir pazarlık karşılığında şehri dolanabilirsiniz. Ya da gideceğiniz yere kendinizi bıraktırabilirsiniz. Yakın mesafeler için yaklaşık 15-20 RM.



Bu rickshaw'lar oldukça kopuk. Arkalarında bangır bangır müzik çalan koca hoparlörler, her tarafları rengarenk ışıklarla kaplı, lunaparktan fırlamışçasına geziyorlar sokaklarda. :)




Odamızın rahatlığı, nispeten ucuz olması ve şehrin keyfi yüzünden beş gün kadar kaldık Melaka'da. Bu arada Kuala Lumpur'un keşmekeşinden kaçarak biraz dinlenmiş olduk, internet işlerimizi hallettik ve tembellik yaptık. Bir sonraki durak, Singapur'un komşusu Johor Bahru şehri idi. Orada ilgi çekecek fazla birşey olmadığını bilsek de, yolu bölerek bir gün geçirebileceğimizi düşünüp, yola çıktık.




Emre.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder