Foto: Google images- power of community
Kim Millar | 18 Kasım 2012
*Permaculture: inspiration for sustainable living dergisinde yayımlanan 10 Ways Permaculture Principles Can Help Your Relationships yazısından çevrilmiştir. Çeviri için Deniz Üçok Arman'a teşekkürler..
İlişkilerinizi malçlıyor musunuz? Kim Millar Permakültür
prensiplerinin bahçede olduğu kadar evde de işlediğini anlatıyor.
Çoğumuz ilişkilerimizi
bilinçli olarak tasarlamıyor ve doğru yönde gideceğini umarak tökezleye
tökezleye ilerliyoruz. Birşeylerin yanlış gitmeye başladığını ancak kendimizi
işlerin sarpa sarmasını önlemeye çabalarken yakalayınca farkediyoruz.
Yaratıcı ve üretken bir bahçeyi
tasarlamaya verdiğimiz ilgi ve düşünceyi, bir de ilişkilerimizi inşaa etmeye
verdiğimizi hayal edin. Hasadımızı artırsak nasıl olur?
Geçenlerde permakültürün ilişkilerle
olan alakasını öğrenirken farkettiğim benzerliği aşağıda görebilirsiniz:
1. Malçlama
Her ilişki büyüyen bir organizmadır;
doğru ortamı yaratırsanız gelişir. Malçalama aynı anda besin, korunma ve az
eforla daha etki elde edilmesini sağlar. O halde bir ilişkiyi nasıl
malçlarsınız? İlgi gösterip gözlem yaparak, dinlemeyi öğrenerek, daha açık
iletişim kurarak, özen ve şefkatle bazı şaşırtıcı değişimleri hızlıca elde
edebilirsiniz.
2. En büyük üretkenlik ‘kenar’dadır
İlişkilerin de gelişen – ve ölen –
kenarları vardır. İlişki tam bir sonraki safhaya geçmek üzereyken çok üretken
bir hal alır. Bu bazen tartışmalar, anlaşmazlıklar ve yanlış anlamalar olarak
ortaya çıkar. Bazen de daha derinden bir bağlılık, daha çok sevgi, saygı ve
güven olur.
Her iki koşulda da duygusal
‘üretkenlik’te bir artma yaşanır. Bu duygulara ilgi gösterin; hangi
değişimlerin gerçekleşmekte olduğuna dikkat ederek bu üretkenliği daha kuvvetli
ve dayanıklı bir sonraki adımı geliştirmek üzere bilgelikle kullanabiliriz.
3. Yarıştan ziyade işbirliği
için tasarlayın
‘Kardeş’ dikimlerinizde herkesin
ihtiyaçlarının dikkate aldığına özen gösterin! Bizler de sağlık durumumuzu,
tıpkı bir bitki gibi, verimliliğimizle sergileriz. Bazılarımızın kazanmak için
yarıştığını, bazılarımızın da önceleri kaybeder gibi olup sonra kazanmak üzere
yarıştığını anlamak çok önemlidir. Her iki tür yarış da topraktaki besinden
kullanır. Sağlıklı bir ilişki tasarımı herkesin gelişip kendini faydalı
hissettiği şekilde olmalıdır.
4. En büyük etkiyi yaratmak üzere
en az eforu harca
Bu en basit olarak “gerçek olun” diye
tercüme edilebilir. Küçük ve otantik jestler en etkilileridir. Kalbin dili en
doğrudan etkileyen, en derine işleyen ve uzun süre etki eden iletişim
biçimidir.
5. ‘Semere’ ancak tasarımcının
hayal gücüyle sınırlıdır
Her ilişki bir ‘Vizyon’u hak eder;
sizin ilişkinizin bir vizyonu var mı? Nelerin mümkün olduğunu düşünüyorsunuz?
Ne tür semereler (yakınlık, işbirliği, kahkaha, güven, bağışlama) hayal
ediyorsunuz? Eğer verim düşük görünüyorsa ilişkinizi gözden geçirip, hayal
gücünüzü açıp, yaratıcılığınızı harekete geçirme zamanı gelmiş olabilir.
6. ‘Uygun teknoloji’ kolayca
uygulanabilir olandır
Eğer ilişkileriniz çok çaba
gerektiriyor ve kendinizi akıntının tersine kürek çekiyor gibi hissediyorsanız,
bu işlerin doğal akışında gitmediğinin göstergesidir. Durun. Kendinize nefes
alacak alan tanıyın ve aslında yapılması gerekenin ne olduğuna dair düşünmeye
fırsat tanıyın. Gönülden ve gerçekten neleri kolayca vermeye eğilimli
olduğunuzu gözden geçirin.
7. Küçük başlayıp iyi idare
edilen alanlardan ilerleyerek çalışın
Nelerin iyi işlediğini değerlendirip, onların
üzerine inşaa etmek yardımcı olur. Büyük değişimleri zorlamak veya zorlayıcı
konuldan başlamak korkutucu ve bunaltıcı olabilir. İşleri, idare edilebilir parçalara
bölerek gruplamak, stresi azaltmaya ve daha iyi odaklanmaya yardımcı olur.
8. Sorunları çözüme dönüştürün
Yabaniler ve zararlılar ilişkilere de bulaşır!
Geçmişten taşıdığımız inançlar, düşünceler ve deneyimler ilişkiyi ele geçirip
hayal kırıklığı ve bunalım yaratabilir. İlişkilerdeki acının %10’u güncel,
%90’ı ise çocukluğumuzdan kalma acıların tekerrürüdür. İlişki yeşerdiğinde,
acının ardında saklanan daha ileri düzeyde bir etkileşim ve arkadaşlığın
varlığı ortaya çıkar.
9. Hatalar gelişim için
fırsattır
Bu prensibi benimsemek için zihnimizi
hataları farklı görmeye alıştırmalıyız; cezalandırılmayı gerektiren bir durum
değil, düzeltilmesi gereken bir davranış olarak. İlk başta hatalar ve yanlış
anlaşmalar üzerine açıklıkla konuşmak korkutucu olabilir; bizi zayıf ve
savunmasız hissettirir.
Bir ilişkideki en etkili ve güvenli
araç empatidir; olaylardaki elektriği azaltıp anlayış için alan yaratır.
Bağışlamak demek alttan almaya ve başkalarına yol vermeye gönüllü olmak
demektir. Eğer ‘semere’ kelimesini verimli ürün olarak ele alırsak, verimi
arttırmanın yolunun bağışlama duygusundan geçtiği görülür.
10. Herşey bahçevandır
Anlamlı bir hayat yaşamak için her şeye
anlam vermek önemlidir. Hayatımızda gerçekleşen her şey, her olay, her
etkileşim bizlerin birey olarak gelişmesine ve evrimine destek olur. Hepimiz
potansiyelimizi gerçekleştirmek üzere bir yolculuktayız; eğer gören gözlerimiz
olursa, karşımıza çıkan olay ve dersler bizleri daha üretken kılmak içindir.
Tıpkı dünya gibi, ilişkiler de değerli
ve zengin kaynaklardır. Onları gelişim ve büyüme için fırsat olarak görürsek,
tüm duygu ve deneyimler, sağlık ve dayanıklılık adına işlenip kompostlanacak
organik maddeyi oluşturur.
Dönüştürücü [transformational] iletişim
ve kişisel gelişim konularına yoğun olarak odaklanan Kim diyor ki; “İnsanlar ilişki
ve etkileşim için yaratılmıştır. Mutsuzluğumuzun büyük kısmının bu temas
noksanlığından kaynaklandığına inanıyorum. Eğer iletişim kurmak için etkin
araçlarımız yok ve bu sorunu çözme çabasında değilsek, yanlış anlaşmalar
derinleşir ve bu da kırgınlıkların giderilmesine mani olur. Bazen bu trendi
tersine çevirmek ve yeni beceriler öğrenmek cesaret ister – ve bunu yapmanın
ödülleri sonsuzdur.”
Büyük Britanya, Hampshire’da yaşayan
Kim, yenilikçi duygusal zeka becerileri konusunda İlişki Gelişimi dersleri
vermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder